Başakşehir ultrAslan
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Başakşehir ultrAslan

Başakşehir ultrAslan Grubu Forumu - Galatasaray Hakkında Herşey
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Gökhan ZAN

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Kadın Mesaj Sayısı : 86
Kayıt tarihi : 11/12/09
Yaş : 33

Gökhan ZAN Empty
MesajKonu: Gökhan ZAN   Gökhan ZAN EmptyPerş. Ocak 21, 2010 2:07 pm

Gökhan ZAN B_492110
Camdan Değil, Candan Adam

Arkalarına dönüp baktıklarında hep kaleciyi görmez savunma oyuncuları… Herkes gibi koskoca bir hayat bırakır onlar da arkalarında. Gökhan’la beraber bakmaya çalıştık geride bıraktığı hayata, bazen geriden kurduk oyunu, bazen uzun oynadık, bazen zıpladık ve topu uzaklaştırdık ama hiç adam kaçırmadık

Hatay’da başlayan, sonra İstanbul’un üstünden geçip Çanakkale’ye uzanan ardından da hedeflenen yere İstanbul’a uzanan bir öykünün kahramanı Gökhan Zan. Başarılı futbolcuyla Galatasaray kampının son bölümünün yapıldığı Bochum’da otel lobisinde bir araya geliyoruz. Bir büyük takımdan, başka bir büyük takıma gelen futbolcu Gökhan Zan… İlk ara pasını da bu noktadan atıyoruz kendisine. Az biraz atağı savuşturup, gerisine karışmayayım düşüncesi içinde.

Ama bir hücum daha geliştiriyoruz. Bu transferlerin ilk aktörü olmadığını söylüyor milli futbolcu bizlere. Türkiye’de bu tip transferlere olan tahammülsüzlükten devam edelim o zaman diyoruz. Ve Gökhan topu alıp ve göğsünde yumuşatıyor: “Bu duruma tahammül futbol adına bir adım daha atmaktır. Futbolcu, taraftar, yönetici ilişkisi çok önemli bu transferler yapılırken. Hiç kimse bir diğerini kırmamaya özen göstermeli. Futbolcularla, yıllarca oynadıkları kulüp arasında bir bağ oluşur. Bazen bu bağ profesyonelliği de aşabiliyor. Taraftarın o futbolcuya bakışı başka oluyor. Ama futbolcuların çoğu profesyonelce davranmak zorunda... Herkes oynadığı kulübe profesyonelce hizmet ediyor. Taraftar her zaman bunun bilincinde olmalı.”

Daha ilk dakikalarda terlettiğimizin farkına varıyoruz tecrübeli futbolcuyu, “olsun kondisyonum iyidir” diyor. O zaman biz de kaseti başa sarıyoruz. Hatay sıcağı dedikten sonra Gökhan devamını getiriyor: “Akdeniz ikliminin çocuklarıyız”. İnsanları da, havası gibi olan bir kentten bahsettiğimizi anlıyoruz, sohbet ilerledikçe. Peki ya futbol diyerek atıyoruz pası bu kez Gökhan’a. Önce Hatay, diyerek atıyor çalımı bize Gökhan Zan, sonra devam ediyor: “Antakya ismi, Antik kelimesinden türetilmiş. Kültürlere ev sahibi bir coğrafyadır Hatay. Keyifli bir şehirdir. Hani kimsenin, kimseyle sorunu olmadığı yerlerden.” Bu sıcak iklimin insanı hani derler ya kara-kuru olur. Sen bu fiziği neye borçlusun diye sorunca, Gökhan Zan’ın, gülümseyen bakışı bekliyor bizi. Artık defans oyuncusunun ileri çıkma zamanı. “Hatay’ın yemekleri çok güzeldir. Bizim oranın çocuklar uzun ve kilolu olur” diye bitiriyor, Gökhan Zan.
Önce kaleci, sonra defans
Beş kardeşin en büyüğü Gökhan Zan, çok da kolay bir hayattan gelmemiş. Gökhan Zan anlatıyor: “Standartların altında bir yaşamımız vardı. Sadece ekmekle karnımızı doyurduğumuz günleri hatırlıyorum. Tandırda yapılırdı o ekmekler. Dört beş ayda bir kırmızı eti görürdük. Bu yüzden ekmeği çok yerdik. Ama huzurla yaşardık. O zamanlar da güzeldi.”

Artık oyunu kurma zamanı diyoruz. Gökhan Zan’ın futbola başlangıcı, evlerinin karşısına Hatayspor tesislerinin yapılması ile başlamış. Gerçi Hatay’ın boş arsaları top peşinde koşan uzun ama zayıf Gökhan’a her zaman açıkmış. “Üstümü parçalamadan eve dönmezdim” diyor Gökhan Zan. Hatta çok ayakkabı heder olmuş bu yolda. Okul ayakkabıları dahil. Terlikle okula gidilen günler az değilmiş Gökhan’ın hayatında. Evin karşısındaki o saha yapılınca ne oldu diye soruyoruz Gökhan’a. “Bir gün” diye başlıyor başarılı futbolcu. “Elimizde plastik bir top, 100 metrekarelik alana gizlice girdik. O yeşilliği görünce başladık atlayıp, zıplamaya. Ee tabii, orada eğitim alan çocuklar da var. Bizleri görünce çağırdılar. Kalecileri yokmuş. Ben bir kaleye, arkadaşım bir kaleye geçti. İşte ben futbola o gün başladım”

Hedefin kaleci olmak mıydı diyerek çekiyoruz şutumuzu, Gökhan’a, “11 yaşlarındayım ve ağzımı açmadım. Çünkü zaten parasız kaydolmuşum, hani desem ki, ben de sahada koşturmak istiyorum, hadi git diyecekler. Altyapıda ilk bir senemi kaleci olarak geçirdim” sözleriyle cevaplıyor bizi.

İlk 11’lerin geri dörtlüleri için hamlesi ise bir sene sonra olmuş Gökhan’ın. “Boyum uzundu yaşıtlarıma göre ama zayıftım. O yaşlarda defansta oynayan azdır. Üst takımlardaki ağabeylerimize sordum, nerede oynamalıyım diye. Savunmada oynamam gerektiğini söylediler. Defans oyuncusu olarak o şekilde başladım” sözleriyle anlatıyor Gökhan, kaleden çıkıp 10 adım öteye geçişini.

Hatayspor’un altyapı takımlarında başlayan macera tam 12 sene sürmüş. O 12 senenin ilk dönüm noktasını 14-15 yaşlarında yaşamış Gökhan. Genç takımda oynarken, amatör takımla önce antrenmanlara sonra maçlara çıkmaya başlamış. Kendisinden 5-6 yaş büyüklerle birlikte oynadığı futbol sonunda teknik direktörünün gözüne girmek zor olmamış ve 15 yaşında Hatayspor’la ilk profesyonel sözleşmesini imzalamış, Gökhan.

Peki ya sonra, Gökhan Zan anlatıyor: “Ağabeylerimiz profesyonel takımda oynarken, bana ilk kez 20 milyon verdiler. Futboldan kazandığım ilk paradır. O gün yaşadığım duyguyu hiç unutmam. Tabii ki direkt olarak eve harcadım o parayı. Başarılı performansımdan sonra 50 milyon aldım. Ben neden bana bu kadar para veriyorsunuz, dedim. ‘Çünkü başarılısın’ dediler. Daha sonra aldığım meblağlar da çoğaldı.” Bu süre içerinde eğitimine de devam ettiğini belirtiyor tecrübeli oyuncu. Lisede başarılı bir öğrenci olan Gökhan, üniversite sınavında da spor akademisini kazanmış, ama onu engelleyen olay, kariyerini de şekillendiren gelişme olmuş aynı zamanda...
Ve bir gün kapı çalar
Gökhan’ın evinin zili bir sabah saat 5’te çalar. Dönemin Hatayspor Başkanı Hikmet Çinçin kapının ardındaki isim, devamını Gökhan Zan’ın sözleriyle nakledelim: “Hadi gidiyoruz, dedi başkan. Ayaklarım titredi, nereye gidiyoruz dedim. İstanbul’a dedi. Durumu anlattı. Çanakkale’nin bir teklifi varmış ve aslında transfer zaten olmuş gibi. Bir gün İstanbul’da kaldık. Ertesi gün arabayla Çanakkale’ye devam ettik. Ondan sonra imza attım. Ama tabii bu süre içerinde çok da anlam veremiyordum. Ne oluyor, bu kadar kısa süre içersinde nasıl gelişti bu transfer diye!”

Ve hayatın ikinci yarısı başlamış Gökhan Zan için. Çanakkale günlerinde Hatayspor’dan eski takım arkadaşı Bayram Soysal’la oda arkadaşı olmuş. 18 yaşında bir çocuğun ayrılması tabii ki işin başında zorluklar da getirmiş. “Daha sonra ise uyum sağlamaya başladım” diyor Gökhan Zan. Ve ekliyor: “Artık profesyonelliğini düşünmeye başlamıştım. Hedefler daha da belirginleşti kafamda.” Evet, futbolcu oluyorum dediğin zamanlar mıdır, diye soruyoruz Gökhan’a, biraz duraksadıktan sonra tekrar Hatay’a dönüyor milli futbolcu. “Aslında küçüklüğümden beri söylerdim, bir gün büyük takımlarda oynayacağımı. Şimdi Hatay’daki futbolcu ağabeylerimle karşılaşırız. Bana o sözlerimi hatırlatırlar.” Hatayspor demişken diye de ekliyor: “Şu anda 80 yaşına basmış Osman Çalgın hocamız var. Altyapıya çok oyuncu kazandırdı. Hatayspor’un binasında yatıp kalkar. O, kulübün emekçisidir. Benim için de çok özel bir yeri vardır.”

Çanakkale Dardanelspor, malum genç yeteneklerin ocağı. Gökhan’ın üç senelik döneminde takım arkadaşlarını sayarsak, daha da inandırıcı oluruz bu tezimiz adına: Hasan Kabze, Mehmet Topal, Okan Koç, Selçuk İnan gibi futbolcularla sırasını beklemiş süper lig için.
İstanbul günleri
Üç yıllık dönemden sonra İstanbul biletini nasıl aldın diye soruyoruz bu kez Gökhan’a. Trabzonspor, Beşiktaş, Bursaspor ve Galatasaray’ın teklifleri oldu bana diyor Gökhan. “Aslında bana ilk resmi teklif Galatasaray’dan gelmişti. O zaman Galatasaray’da dönemin yöneticisi Burak Elmas’la ofisinde görüşmüştük. Beni Galatasaray’da görmek istediğini söyledi. 2001-2002 sezonunda Galatasaray son maçını Kocaeli ile oynayıp şampiyon olmuştu. Bir önceki hafta ise İstanbul’da Ankaragücü ile oynamış Galatasaray ve şampiyonluğu garantilemişti. Ben o maçı Ali Sami Yen Stadı’nda Lucescu’nun abisi, tercümanı ve eşi ile beraber izlemiştim. O gün Ankaragücü maçından sonra Lucescu’nun evinde kendisiyle de görüştüm. Beraber yemek yedik. Kendisi de beni Galatasaray’da görmeyi istiyordu. Fakat o sezon transferim gerçekleşmedi. Lucescu’da Beşiktaş’a gidince beni oraya aldırdı. Ve Beşiktaş kariyerim başlamış oldu.”

Siyah beyaz günler adına neler söylersin diye bir kontra atak geliştiriyoruz. Gökhan kendinden emin şekilde çıkıyor bu topa da: “Beşiktaş bana çok şey verdi. Altı sene görev aldım. Ben bu onuru yaşadım. Hüsnü Güreli’nin benim Beşiktaş a gelmemde çok büyük emekleri vardır. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. O dönemin tüm Beşiktaş yöneticilerine ve tabii ki taraftarına da çok teşekkür ediyorum. Fakat artık önüme bakmalıyım. Şu an Galatasaray’da olduğum için de çok mutluyum.”

Beşiktaş’ta ilk senede sadece dört maç forma giyer Gökhan. Bir hayal kırıklığı oldu mu diye soramadan, başarılı futbolcu, “Daha çok hırslandırdı beni bu durum” diyor. “Gaziantepspor’da geçirilen bir yılık kiralık dönemde çok iyi çalıştım” diye de ekliyor. Beşiktaş’a döndükten sonra oynadığı dört sezonda aslında hiç 20 maçın altına düşmemiş. Peki bu sakatlık kelimesi neden hep Gökhan Zan’la aynı cümlede geçer diye soruyoruz. O da bu soruyu beklercesine, “Yapacak bir şey yok. Gökhan Zan sakatlanıyor diye bir şey çıkmış bir kere” diyor.

Yarayı biraz daha kaşıyoruz, fazla konuşmak istemiyorum dese de: “Oynamamam gereken süreçler oluyordu fakat ben fedakarlık adına sahada kalınca sakatlığım ortaya çıkıyordu. Profesyonelce değil ama bu biraz da Türk insanın duygusallığından kaynaklanıyor. Bunu açıklamak çok kolay değil. Ama böyle de bir durum var. Futbol bu ve her türlü problem söz konusu. Sakatlanmayan bir oyuncu da yok dünyada…”

Eleştiri çok can yakar mı diye devam ediyoruz: “Şimdi şu var; ders çıkarılması gereken bir eleştiri varsa tabii ki ders çıkarırız. Yani eleştiriyi yapanların niyetleri belli oluyor. Yıpratmak mı, yoksa eleştirmek mi, bu ayrımı yapabiliyoruz. Bunlar eleştiri değil. Daha çok hedef göstermek… Gökhan Zan devamlı sakat demek bir eleştiri değil. Ben her sene 20 maçın üzerinde sahada kalmışsım. O zaman söylenenler doğru olmuyor.”

Defans oyuncusu olmak diyoruz Gökhan’a; o devam ediyor bu noktadan sonra topla: “Defans oyuncusu olmak çok zor. 90 dakika iyi maç çıkartıp bir dakika konsantre eksikliğiniz ile takımınızı yenilgisine neden olabiliyorsunuz. Buna da bu işin zorluğu diyelim. Futbol hatalar oyunu derken, o hataları yapan genelde defans oyunculardır. Defans oyuncusu için en önemli şey konsantrasyondur.”
Peki ya Galatasaray defansı aynı zamanda milli takım defansı, bu rekabetin sonu ne olura getiriyoruz lafı, “Servet, Emre Aşık ve Emre Güngör, tabii bir de gençler var. Hepsi çok iyi oyuncular var. Aynı zamanda çok iyi insanlar. Bu rekabetten çok iyi bir Galatasaray defansı çıkacak. Oynayan, oynamayan hep birlikte biz bu işi başaracağız” diyor Gökhan. Milli takıma da son bir pas atıyoruz. Gökhan burada biraz duraksayıp ve Fatih Terim diyor. “Benim kariyerimde gördüğüm en iyi hocadır kendisi. Bana her zaman güvendi. Gerçekten çok iyi bir teknik adam.”

Gaziantep’e bekar olarak giden Gökhan, Beşiktaş’a döndüğü yaz dünya evine girmiş. Dört yıllık evli olan başarılı futbolcunun en sevdiği şey, eşiyle vakit geçirmek... Eşine güzel Hatay yemeklerinden yapar mısın mesela diye soruyoruz, “Yok ben en fazla yarım ederim” diye cevaplıyor Gökhan Zan.

Yavaş yavaş sonlara geliyoruz. Son düdüğü çalacak bir hakem yok ama her şeyin sonu olmalı fikrine inanıyoruz. Gökhan Zan, sarı kırmızı günlerinden oldukça memnun, buraya gelmesinde emeği olan Başkan Adnan Polat, Haldun Üstünel, Murat Yalçındağ ve Adnan Sezgin’i ayrıca anıyor. “Onlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Bana güvendiler. Umarım bende Galatasaray’a en iyi şekilde hizmet edeceğim” diyerek son noktayı koyuyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://basaksehirua.yetkin-forum.com
 
Gökhan ZAN
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 5 - Gökhan ZAN

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Başakşehir ultrAslan :: Başakşehir ultrAslan :: RÖPORTAJLAR-
Buraya geçin: